//--> myHomeseite - Forum
 

MÜSLÜMANLARIN SİTESİ

KIYAMET GÜNÜ 5'in devamı

Evreni Allah Yarattı


"21Agustos 2126, Son Gün Yer: Dünya...

Kuyruklu yıldız ufak başı ile şiddetli harap edici gücünü sanki saklıyor. Dünya'nın üzerine saatte 40.000 mil hızla, saniyede 10 trilyon tonluk buz ve kaya kütleleri geliyor. Sesin hızının 70 bin katında bir çarpma meydana gelecek...

... Deniz seviyesinden itibaren (sıfır metreden itibaren) gökyüzü yarılarak açılır. Binlerce kilometre küplük hava infilak eder. Bir şehir genişliğinde sapsarı bir alev on beş saniye içerisinde Dünya'yı deşmeye başlar. Gezegen, yani Dünya, 10 bin depreme uğramış gibi sarsıntıya tutulur. Yer değiştiren bir hava dalgası dünya üzerinde ne varsa siler süpürür, tüm yapıları dümdüz eder. Yoluna çıkan herşeyi ezer geçer. Çarpmanın etkisiyle meydana gelen kratere dünyanın içindekiler dökülmeye başlar. Erimiş kayalardan oluşmuş bir duvar dalgalanarak, ağır hareketlerle çalkalanmaya başlar.

Kraterin içerisinde trilyonlarca ton kaya buharlaşır. Bir kısmı havaya sıçrar ve çoğu uzaya doğru fırlar... Hala bir kısmı, yüzlerce, hatta binlerce mil uzaktan kıtanın yarısına inmek üzere yukarıdalar. Aşağıdaki herşeye büyük bir yokoluş getirecekler. Erimiş olan atıkların bir kısmı okyanusa akarak, devasa tsunamilerin meydana gelmesine sebep olur. Tozlu atıklar atmosfere yayılır ve Dünya'nın çevresini kaplayarak, güneş ışığının gelmesini engelller. Güneş ışığı yerine, milyarlarca meteorun parlaklığı ışık saçar. Bu ışık; yakıcı ısısı ile yeri kavurur." 23

Bu tanım kuşkusuz hiç de uzak değildir. Buna neden olan sadece bir kuyruklu yıldızdır ve böyle bir kuyruklu yıldızın ne zaman Dünya'ya çarpacağı belli değildir. Kıyamet, insanlar her ne kadar kabul etmek istemeseler de, karşılarına hiç de uzak olmayan ihtimallerle çıkabilir. Kuran'da önemli bir gerçek haber verilmektedir. Ayette belirtildiği gibi kuşkusuz kıyamet saati gitgide insanlara yaklaşmaktadır:

Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah her şeye güç yetirendir. (Nahl Suresi, 77)

Karadelikler

Bugün pek çok galaksinin merkezinde dev kütleli karadelikler olduğu düşünülmektedir. Sahip oldukları korkunç çekim alanlarıyla, çevrelerinde bulunan herşeyi yutan bu kozmik anoforlar kendi ürettikleri ışınları dahi içlerine çekerler. Etraflarında bulunan herşeyi yuttukça, çekim güçleri artar. Kendilerinden kat kat büyük yıldızları, gezegenleri, daha küçük karadelikleri, hatta galaksileri dahi kendilerine çekebilirler. Bu nedenle bir karadelik gittikçe şişer, artık daha geniş bir alana etki ederek çevresinde bulunan herşeyi yutar.

Dünya, evrende uçsuz bucaksız bir boşluk içinde süratle hareket etmektedir. Dolayısıyla Dünya'nın bu sonsuz boşluk içinde, böyle bir karadeliğin etki alanına girmesi de ihtimal dahilindedir.

Karadelik İhtimali

Karadelik herşeyi içine çeken, oldukça yoğun bir oluşumdur. Çekim gücü çok fazladır, bu yüzden karadeliklerin çekim alanlarına giren herhangi bir kütlenin bu çekimden kaçabilme ihtimali yoktur.

Karadelik tıpkı bir elektrik süpürgesinin hortumu gibi çevresinde bulunan herşeyi içine çeker. Tonlarca ağırlıktaki kütlelere sahip olan gezegenler, uydular, göktaşları, hatta yıldızlar bile karadeliğin çekim gücüne karşı koyamazlar. Bir kere karadeliğin çekim alanına girdikten sonra, artık asla geriye dönüş yoktur.

Peki karadelik, içine giren herşeyi neden çeker?

Bilindiği gibi her cismin belli bir çekim kuvveti vardır. Buna Dünyanın çekim gücünü örnek verebiliriz. Bir taşı havaya attığınızda taş, atış hızına bağlı olarak bir müddet yol aldıktan sonra, yerin çekim kuvveti nedeniyle tekrar yere düşer. Bir cismin Dünya'nın çekim gücünden kurtulabilmesi için belli bir hızın üstüne çıkması gerekir ki, bu hıza "kaçış hızı" denir. Örneğin bir roketin bir müddet yükseldikten sonra tekrar düşmemesi için kaçış hızıyla hareket etmesi gerekir. Dünya'nın kaçış hızı saniyede 11,2 km'dir. Bu nedenle roketin uzaya gidebilmesi için saniyede 11,2 km'ik bir hızla hareket etmesi gerekir.

Karadeliğin kaçış hızı ise ışık hızından fazladır. Yani karadeliğin çekim alanına giren bir cismin onun çekim gücünden kurtulabilmesi için ışık hızından fazla bir hızla karadelikten uzaklaşması gerekmektedir. Ancak hiçbir madde ışık hızını aşamayacağı için karadeliğin çekim alanından da kurtulamaz. Öyle ki saniyede 300.000 km. gibi yüksek bir hızla hareket eden ışık demetleri bile karadeliğin çekim gücüne karşı koyamazlar. Bu nedenle ışığı dahi yutan bu gök cisimleri, her zaman karanlıktır. İşte uzayda müthiş bir hızla ilerleyen Dünyamızın birgün böyle bir karadeliğin çekim alanına girmemesi için de hiçbir sebep yoktur.

Nitekim ABD'li gökbilimciler, Güneş Sistemimizin de içinde yer aldığı Samanyolu galaksisinin merkezinde, her biri Güneş büyüklüğünde milyonlarca yıldızı yutabilecek kapasitede ve halen aktif olan iki tane karadelik belirlediklerini açıkladılar.

Amerikan Astronomi Derneği yıllık toplantısında açıklanan bilimsel raporlara göre, karadeliklerden biri Samanyolunun tam merkezinde, Dünya'dan 26.000 ışık yılı, yani 9.6 trilyon km uzaklıkta bulunuyor. "Sagittarius A" (A-Star) adı verilen karadeliğin kapladığı hacim, bizim Güneş Sistemi büyüklüğünde, ancak kütlesi milyonlarca kez daha fazla. Hesaplamalara göre 2.6 milyar Güneş kütlesine eşit bu karadelik çevresindeki yıldızları saniyede 965 km'lik bir hızla kendisine doğru çekiyor. Bu kuşkusuz önemli bir gelişme ve aynı oranda da büyük bir tehlikedir. Samanyolu'nun tam ortasında böyle bir tehlikenin var olması, Dünya'yı tehdit eden karadelik tehlikesinin hangi boyutlarda olduğunu göstermektedir.

Dünya'dan 40.000 ışık yılı ötedeki disk şeklindeki "Old Faithful" adlı ikinci karadelik ise çok daha büyük. Bu karadelik, çevresindeki yıldızları doymak bilmeyen bir canavar gibi devamlı olarak yutuyor.

A-Star'ın saniyede 965 km. gibi yüksek bir hızla çevresindeki yıldızları çekmesi, bu karadeliğin bu yıldızları yuttuktan sonra çekim gücünün artacağını göstermektedir. Böylece çevresinde bulunan nesneleri daha büyük bir hızla çekmeye başlayarak, böyle bir sürecin sonucunda inanılmaz bir çekim gücüne sahip olacaktır.

Daha önce anlattığımız gibi, karadelikler ışık demetlerini de yutarlar. Bundan dolayı en gelişmiş teleskoplar aracılığıyla, yakınına dahi gidilse görülmez, fark edilemezler. Bu sebeple onların keşfedilmesi ve varlığından emin olunabilmesi için birtakım çalışmaların ve ölçümlerin yapılması gerekmektedir. Bilim adamlarının tespit ettikleri karadeliklerin çeşitli ihtimaller üstüne yapılan ölçümler sonucu varlıkları ispatlanmıştır. Şu anda yapılan çalışmaların yetersizliği nedeniyle varlığı ispatlanmayan daha birçok karadeliğin mevcut olması ihtimali oldukça kuvvetlidir.

Öyle ki, bugün birçok bilim adamı Güneş'in bir eşinin olduğunu ve bu yıldızın sonradan karadeliğe dönüşmüş olabileceğini belirtmektedirler. Bu tahminin nedeni de Samanyolundaki tüm yıldızların ikili, üçlü, beşli gruplar halinde bulunmalarıdır. Güneş'in yalnız bir yıldız olması birçok bilim adamına bir eşinin var olup, sonradan karadeliğe dönüşmüş olması ihtimalini düşündürüyor. Bu ihtimali güçlendiren deliller ise azımsanamıyacak kadar yüksek. Bu teori bugün araştırılıyor; fakat Güneş'in Dünyamızdan sadece 150 milyon km. uzakta olduğunu düşünürsek böyle bir ihtimalin Dünyamız için ne derece büyük bir tehlike arzettiği açıkça ortadadır. Kısaca bizim haberimizin olmadığı bir anda Dünyamızın, herhangi bir karadeliğin çekim alanına girmemesi için hiçbir sebep yoktur.

Bugün birçok bilim adamı Dünya'nın muhtemel olarak karadelikler tarafından yutulmak suretiyle yok olacağını düşünmektedir. Dünya böyle bir karadeliğin içine girmese bile bir karadeliğin bulunduğumuz sistemin yakınından geçmesi de kuvvetli bir felaket ihtimalidir. Bir karadelik sessiz sedasız, Güneş Sistemi'ne yaklaştığında ne olur?

Böyle bir gökcisminin bulunduğumuz sistemin yakınından geçmesi birçok gezegenin yörüngelerinden çıkmasına sebep olabilir. Elbette buna benzer birçok olay sonucunda Dünya'daki pek çok denge altüst olacaktır. Yüzlerce, binlerce asteroid böyle bir çekim kuvvetinden etkilenebilir. Bunlardan karadeliğe kendileri çekilenler olabileceği gibi, çekimden etkilenen yüzlerce ya da binlerce gökcismi de Dünya'ya düşebilir.

Galaksilerin Çarpışması

Bugün evrende bizimki gibi 200'e yakın galaksi daha olduğu ve her galaksinin bünyesinde de Güneşimiz gibi 200 milyar Güneş olduğu tahmin edilmektedir. Bu dev gökcisimlerinin ise hiçbiri sabit olarak yerlerinde durmamaktadır. Hepsi hem kendi çevrelerinde dönmekte, hem de belli bir istikamete doğru ilerlemektedir. Sözgelimi Dünya, içinde bulunduğu galaksinin hareketi nedeniyle Solap Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızına doğru oldukça yüksek bir hızla hareket etmektedir. Diğer galaksiler de aynı şekilde hareket etmektedir. Nitekim halen uzayda büyük çarpışmalar ve dev patlamalar olmakta, Dünyamızdan milyonlarca ışık yılı uzakta gerçekleştiği için insanlar bu olaylardan haberdar olmamaktadırlar.

Örneğin Amerikan Hubble teleskobu Dünya'dan 63 milyon ışık yılı ötede meydana gelen bir çarpışmanın resmini çekmiştir. NASA'ya ulaşan fotoğrafları inceleyen bilim adamları söz konusu görüntülerde iki galaksinin birbiriyle çarpışmasının yer aldığını bildirmişlerdir. Son derece ayrıntılı ve çarpıcı bir şekilde belirlenen bu çarpışma sonucunda yeni gök cisimleri, aynı zamanda da kilometreler boyunca etrafa yayılan hidrojen gazı bulutları meydana gelmiştir. Böyle bir çarpışmanın Dünya'nın yakınlarında olması durumunda, belki de Dünya'nın sonunu belirleyen sebeplerden bir tanesi gerçekleşmiş olacaktır.

Üstelik bilim adamları Dünya'nın içinde yer aldığı samanyolu galaksisini de muhtemelen böyle bir sonun beklediğini bildirmişlerdir. Bu konu ile ilgili bir haber şöyledir:

"Astrofizikçiler Dünyamızın ciddi ve yakın problemleri olduğundan bahsediyorlar. Bunlardan ilki, olası bir süpernova patlaması. (süpernova: çok parlak duruma gelerek, bazen gündüz bile görünebilen yıldız) Bu patlamanın nerede ve ne zaman olacağı henüz kesin değilse bile, ortaya atılan iddialar oldukça yakın bir geleceğe ait ve pek de içaçıcı değil. Bilim adamlarına göre, Dünya'dan yaklaşık 430 ışık yılı uzakta bulunan, dev kırmızı Betelguise yıldızı patlamaya hazır görünüyor. Bilim adamlarına göre bu tür yıldızlar (hipernova), karadeliklerin birleşmesi ya da bu karadeliklerin nötron yıldızlarıyla birleşmesi sonucunda oluşuyor. Ancak kimse, bu korkunç bombaların evrene nasıl dağılmış olduğunu veya herhangi birinin Dünya'ya yaklaşması halinde, sonumuzun ne olacağını bilmiyor." 24

Kuran'da o gün dünyada şiddetli sarsıntıların olacağı, insanların büyük bir dehşet yaşayacağı, Güneş'in, ayın, yıldızların kararacağı, herşeyin hızla yok olacağı bildirilmiştir. Böylesine muhtemel bir çarpışma sonucunda tüm bu sayılanların bir anda gerçekleşeceği, sadece Dünya'nın değil tüm Samanyolu Galaksisi'nin de bundan etkileneceği açık bir gerçektir.

Görüldüğü gibi yapılan bilimsel çalışmalar da bize Allah'ın Kuran'da vaat ettiği kıyametin bir gün mutlaka geleceğini gösteriyor. Kuran'da belirtildiği şekilde canlı-cansız her varlık gibi dünya da bir gün yok olacak ve Allah gökleri ve yeri yok ettikten sonra, bambaşka bir gök ve bambaşka bir yer yaratacaktır. Ancak Allah'ın bunun için bir sebebe ihtiyacı yoktur. Bunlar ancak Dünya'nın fiziksel olarak da bir ölümü olabileceğini açıklamak için anlatılmışlardır. Ancak kuşkusuz Allah dilerse bugün ya da yarın hiçbir patlama, çarpışma vs. olmadan kıyameti başlatabilir.

Buraya kadar saydığımız olasılıklar canlılığın yok olması için muhtemel olan çok sayıda ihtimalden yalnızca birkaç tanesidir. Dünya'nın bu sebeplerden birisi ile karşılaşması ihtimal dahilindedir. Yapılan araştırmalar bunların olası bir gerçeğe işaret ettiklerini göstermektedir.

Evrenin gitgide açılması sonucunda da yine evreni bekleyen farklı bir ölüm şekli vardır. İnsanların birçoğu bu ihtimalleri kendilerinden uzak gördüklerinden veya bunları düşünmeyi kendilerinden sonraki nesillere bırakmayı tercih ettiklerinden bu felaket ihtimallerine karşı rahat davranmaktadırlar. Fakat Dünya'nın yok olması için bunlardan çok daha yakın ihtimaller de mevcuttur. Sayılan tüm ihtimaller içinde hangisinin kıyameti getireceğini, hangisinin daha önce olacağını ise şüphesiz yalnızca Allah bilir. İnsanlar her ne kadar kendilerinden uzak görseler de yapılan araştırmalar ve gözle görülür bir felaket artışı bütün bunların yakınlığını göstermektedir. En önemlisi de bütün bunların gerçekleşebilmesi yalnızca Allah'ın izni ve takdirine bağlıdır. Ve elbette Allah bütün bilinen sebeplerin dışında hiç umulmadık ve bilinmeyen bir sebeple ya da sebepsiz olarak da kıyameti getirmeye kadirdir. Ayette Allah şöyle buyurmaktadır:

O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun "Ol" dediği gün (herşey) oluverir, O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün, mülk O'nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 73)

Allah Herşeye Güç Yetirendir

Kainatın sonunun nasıl olacağı insanların aklını yıllardır kurcalayan bir soru olmuştur. İnsanın aklına pek çok sebep, olasılık gelebilir, ama Allah dilediği takdirde böyle bir olayın hiçbir sebep olmadan, bir anda gerçekleşebileceğini unutmamak gerekir. Bilimsel çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ihtimaller, üzerinde düşünebilmemiz ve o gün gelmeden önce Allah'a dönüp yönelebilmemiz için yalnızca birer hatırlatıcı niteliğindedir. Allah, ne zaman ve ne şekilde dilerse o zorlu günü gerçekleştirecektir. İman edenler kıyamet gününün Allah katında belirlenmiş olan bir zamanda gerçekleşeceğine kesin bir bilgiyle inanırlar. O gün, Allah'ın Kuran'da tarif ettiği şekliyle insanların karşısına çıkacaktır. Kuran'da Allah'ın herşeye güç yetiren olduğu şu şekilde açıklanmaktadır:

... kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, Biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz. (Zuhruf Suresi, 42)

Bilindiği gibi bugün mevcut düzenin bozulması ve dünya üzerindeki canlılığın yok olması için sayısız neden vardır. Üstelik bu nedenler zaman ilerledikçe daha da artmakta, ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Dünya hızla kendisi için belirlenmiş olan sona doğru hareket etmektedir ve bunun açık alametleri vardır. İnsanların çoğu gözardı etse de kıyamet günü hızla yaklaşmaktadır. Kuran'da bu gerçeğe şöyle işaret edilmiştir:

Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim. (Ta-ha Suresi, 15)

Pek çok bilim adamı sadece bilimsel veriler ve araştırmalara dayanarak evrenin bir gün kesin olarak yok olacağı noktasında birleşmektedir. Gazete, dergi ve televizyon gibi birçok yayın organı sık sık bilim adamlarının araştırmalarının sonuçlarından örnekler vermektedir. Söz konusu gerçeğin farkında olan bu kişiler Dünyamıza dört bir yandan yaklaşan felaketleri önlemek ve dolayısıyla evrenin ölümü erteleyebilmek umuduyla tüm ihtimalleri araştırmakta, bu konularda ciddi çalışmalar yapmaktadırlar. Araştırılan bir diğer konu ise bu ihtimallerin gerçekleşmesi durumunda Dünyamızda meydana gelecek olan fiziksel değişim ve bu değişimin hayat üzerindeki etkisinin ne yönde olacağıdır. Nitekim gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda ortaya çıkan veriler ile Allah'ın Kuran'da bildirdiği o güne ait olaylar birçok yönden benzerlik göstermektedir.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol